1. Wallenberg Varsayımsal Bireysel Başvuru yarışmasının birincilik ödülü olan Avrupa turu sırasıyla Strasbourg, Lahey ve Amsterdam şehirlerini kapsıyor ve aşağı yukarı bir hafta sürüyor.
Yoğun ve yorucu bir yarışma sürecini birlikte geçirdiğiniz arkadaşlarınızla bir haftalık bir Avrupa tatiline çıkmanın iyi ve eğlenceli taraflarına işaret etmeye herhalde gerek yok. Hava mükemmeldi, farklı bir kültürü deneyimleyebilmek çok güzeldi ve bilmediğiniz bir şehrin sokaklarında arkadaşlarınızla aylaklık etmek çok çok daha güzeldi. O yüzden ben daha çok “kendi kendimize gitmiş olsaydık neler yapamazdık, neler göremezdik?” sorusunu kısaca yanıtlamak istiyorum.
Öncelikle Strasbourg ve Lahey’de, buralarda bulunan, insan hakları hukuku bakımından önemli uluslararası örgütleri ve bunların yargı organlarını ziyaret ediyor, iş başında görebiliyorsunuz. Bu kapsamda ziyaret edilen ilk yerler tabii ki Avrupa Parlamentosu ve AİHM idi. İlk olarak, zaman içinde Avrupa Konseyi içerisindeki etkinliğini arttırmış olan ve günümüzde de kararları doğrudan bağlayıcı olmasa da önemli sayılan Parlamento’yu mülteci sorunu üzerine yapılan bir oturum sırasında gözlemleme ve dinleme şansı bulduk. Aynı gün, Türkiye’li bir Konsey çalışanı bizlere yürütülen raporlama faaliyetleri ve ihlallerle ilgili bulgular konusunda kısa bir sunum yaptı ve Parlamento’da Türkiye’yi temsil eden vekillerden biri ile Türkiye’deki insan hakları ihlalleri üzerine konuşma fırsatı yakaladık.
AİHM ziyareti, mültecilerin hukuki durumu ile ilgili bir ihlâlin söz konusu olduğu Khalifia ve diğerleri / İtalya duruşması ile aynı güne denk geldiği için ayrıca heyecanlıydı. Yargılama Büyük Daire aşamasına geldiğinden duruşmayı izleyebilmek ayrı bir önem ihtiva ediyordu. Tarafların hukuki gerekçelendirmelerini ortaya koyuşlarını ve yargıçların bunlara dair kafa açıcı (ve kimi zaman karşısındakini köşeye sıkıştıran) sorularını izleyebilmek çok keyifliydi. Ve birilerinin insan hakları hukuku konusunda gerçekten çabaladığını, kafa yorduğunu kendi gözlerimle görmek benim için ayrıca ümit vericiydi.
Mahkeme ziyaretlerine ağırlık verdimse de, turun çoğunluğunu bunlar oluşturmuyor, dolayısıyla boş zaman bakamından da bereketli bir gezi olduğunu rahatça söyleyebilirim.
1. Wallenberg Varsayımsal Bireysel Başvuru yarışması her aşamasında yardımlaşmanın önemini kavradığımız, takım olarak öğrendiğimiz, güzel insanlarla tanıştığımız ve güzel deneyimler edindiğimiz bir süreç oldu. Başta yarışmanın finanse edilmesinde desteklerini esirgemeyen Raoul Wallenberg Institute olmak üzere, yarışma fikrini ortaya atan, yarışmaya katılan ve emekleriyle bizimkileri değerli kılan, insan hakları hukukunu önemseyen herkese sonsuz teşekkürler.