1- Sezen Tunç Çelik, İstanbul Aydınlık Gelecek Üniversitesi’nde akademisyenlik yapmıştır. Sezen Tunç Çelik’in eşi Barış Çelik, dört yıldır Berlin’de özel bir şirkette çalışmaktadır. Sezen Tunç Çelik, 10 yaşındaki oğulları Hakan ile birlikte doçentlik tezini yazmak üzere Ocak 2014’te Berlin’e gitmiştir.
2 – 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016 tarihinde 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ülke çapında olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmiş ve OHAL kapsamında bazı tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 121. maddesine ve OHAL Kanunu’nun 4. maddesine dayanılarak kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkartılmaya başlanmıştır.
3 – 29779 sayılı ve 23 Temmuz 2016 tarihli Resmi Gazete’de 667 numaralı KHK yayımlanmış, bu KHK’nin “yürütülen soruşturmalarda alınacak tedbirler” başlıklı 5. maddesinde “milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhal bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerinde pasaportlar iptal edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
4 – 1 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 673 numaralı KHK’nin “değiştirilen hükümler” başlıklı 10. maddesi ile 667 sayılı KHK’nin 5. maddesine aşağıdaki hüküm eklenmiştir:
“ (2) Birinci fıkraya göre ilgili pasaport birimine işlemleri bildirilen kişilerin eşlerine ait pasaportlar da genel güvenlik açısından mahzurlu görülmesi halinde aynı tarihte İç İşleri Bakanlığınca iptal edilebilir.”
5 – Sezen Tunç Çelik, 7 Şubat 2017 tarih ve 29972 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 686 sayılı KHK ile ihraç edilmiş ve pasaportu iptal edilmiştir. Tunç Çelik hakkında, bilindiği kadarıyla, herhangi bir soruşturma ya da kovuşturma bulunmamaktadır. KHK’ler aracılığıyla kamu görevinden ihraç edilenlerin eşlerinin ve çocuklarının da pasaportlarının iptal edilmesi uygulamasının yaygınlaşması üzerine, Sezen Tunç Çelik, oğlu Hakan adına, Hakan’ın bordo renkli umuma mahsus pasaportuna herhangi bir tahdit konulup konulmadığını öğrenmek ve konulduysa itiraz başvurusunda bulunmak amacıyla Berlin’deki Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu’na başvurmuştur.
6 – 2 Mart 2017 tarihli randevuda Konsolosluk, Sezen Tunç Çelik’in talep ettiği işlemi yapamayacaklarını, sistemin kendisiyle ilgili herhangi bir işlem yapılmasına izin vermediğini, gerekçesini kendisine açıklayamayacaklarını belirtmiştir. Bunun üzerine Tunç Çelik, konsolos muavini ile görüşmüş, konsolos muavini de herhangi bir açıklama yapamayacağını, telefon numarasını ve TC kimlik numarasını bırakması halinde kendisi ve ailesiyle ilgili durumu sormak üzere Türkiye’ye bir yazı yazacaklarını, gelen yanıtı bıraktığı telefon numarasını arayarak kendisine ileteceklerini belirtmiştir. Tunç Çelik telefon numarasını ve kimlik bilgilerini vermiş ancak kendisine bununla ilgili bir yazı verilmediği ya da kayıt oluşturulmadığı gibi, bugüne kadar herhangi bir bilgi de verilmemiştir.
7 – Bu sırada Tunç Çelik, avukatı aracılığıyla, 31 Mart 2017 tarihinde İstanbul Valiliği OHAL Şube Müdürlüğü’ne başvurmuş ve Hakan’ın pasaportu üzerindeki tahdidin kaldırılmasını talep etmiştir. OHAL Şube Müdürlüğü, talebi emniyete ileteceklerini, yaklaşık 15 gün içinde yanıt verileceğini, bu süre içinde Emniyet’ten yanıt gelmemesi halinde bunun cevabın olumsuz olduğu anlamına geleceğini belirtmiştir. Avukat, 19 Nisan 2017 günü OHAL Şube Müdürlüğü’ne dilekçenin durumunu sormak üzere gittiğinde, pasaportu asıl iptal edilen kişi olan Sezen Tunç Çelik’in yurt dışında olmasından dolayı Hakan’ın pasaportu üzerindeki tahdidin kaldırılamayacağı, Tunç Çelik’in OHAL Komisyonu kararı ile görevine iade edilmediği sürece pasaportu üzerindeki tahdidin devam edeceği fakat bu durumu açıklayan herhangi bir yazılı yanıt verilemeyeceği bilgisini almıştır. Avukata verilen İstanbul Emniyet Müdürlüğü (Pasaport Şube Müdürlüğü) imzalı yazıda ise, Bilgi Edinme Kanunu’nun 16, 19 ve 20. maddeleri sebep gösterilerek “iptal sebebine ilişkin bilgi verilememektedir” denmiştir. Böylelikle Hakan’ın pasaportunun iptal edildiği bilgisi edinilmiştir.
8 – Bunun üzerine Hakan’ın velisi olarak Sezen Tunç Çelik tarafından 9 Mayıs 2017 tarihinde dava açılmış, İstanbul 2. İdare Mahkemesi 25 Ocak 2018 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. İdare Mahkemesi kararında “davacının 686 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ekli listesi ile terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarıldığı ve aynı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca pasaportunun da iptal edildiği görülmüş olup, davacının annesinin 2014 yılında yurt dışına çıktığı ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihe kadar yurda dönmediği, davacının da yurt dışına çıkış yaptığı takdirde ülkeye geri dönmeyebileceği, böylece soruşturmaların sağlıklı bir şekilde yapılamaması sonucunun doğabileceği dikkate alınarak, genel güvenlik bakımından yapılan değerlendirme sonucunda davacının pasaportunun iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.”
9 – 13 Şubat 2018 tarihinde tebliğ edilen bu karara karşı 22 Şubat 2018 tarihinde Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusu yapılmıştır.
10 – 3 Ekim 2018 tarihinde, pasaportunun süresi bitmek üzere olan Hakan için Berlin Başkonsolosluğu’na yeni pasaport çıkarttırmak üzere yazılı olarak başvuru yapılmıştır. Israrlı taleplerine karşın kayıt numarası veya belge verilmemiştir. Başvurusunun sonucunun kendisine telefonla sözlü olarak bildirileceği söylenmiş fakat bugüne kadar pasaport başvurusu ile ilgili olumlu veya olumsuz hiçbir karar yazılı veya sözlü olarak bildirilmemiştir.
11 – Bu arada, iptal edilen ve yerine yeni pasaport çıkartması talepleri de işleme alınmayan Hakan’ın pasaportunun süresi Aralık 2018’de bitmiştir. Hakan’ın Türkiye dışındaki bir ülkede yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kimliğini gösterebilecek tek belge, pasaportudur. Bu belgenin iptal edilmesi ve yerine yenisinin verilmemesi, kimliğini ispatlayan bir resmi belgeden mahrum bırakmaktadır. Nitekim Hakan’ın devam ettiği okul, kayıt yenileme döneminde Hakan’ın pasaportunun süresinin bitmiş olması nedeniyle okulda eğitim görmeye devam etmesinin mümkün olmadığını söylemiş, bu nedenle Hakan, okuldan alınmıştır.
12 – İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdare Dava Dairesi, 14 Ocak 2019 tarihli kararı ile başkaca bir gerekçe göstermeden “(…) İdare Mahkemesi’nin kararının hukuka ve usule uygun olduğu” gerekçesiyle istinaf talebini kesin olarak reddetmiştir. Bu karar 5 Şubat 2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13 – Sezen Tunç Çelik, Hakan’ın maruz kaldığı hak ihlalleri ve bu ihlallerin devam ediyor olması ve telafisi imkansız zararlar yaratacak olması nedeniyle Hakan’ın velisi olarak Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talebini de içerecek şekilde bireysel başvuru yapmayı düşünmektedir.
Olayın PDF halini indirmek için tıklayınız: Çelik Başvurusu