Selma GÜRMAN Başvurusu

1. Ailesiyle birlikte on iki senedir Belçika’da yaşayan, Berlin Kreuzberg doğumlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Selma Gürman (42), Türkiye’de en çok satan ikinci gazete olan Dürüst Gazete’nin Brüksel temsilciliğini yürütmekte olan bir gazetecidir. Gürman, 03.10.2013 tarihinde, İstanbul’un kuzeyinde yapılmakta olan ve kamuoyunda “üçüncü köprü” olarak bilinen, henüz adı belirlenmemiş köprü ve otoyol inşaatının ihalesinde yolsuzluk yapıldığına dair bazı bilgilere ulaşmıştır. Yolsuzluk iddialarına göre, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü’nde çalışan üst düzey bir bürokrat olan K.Ç., köprü inşaatının yapıldığı alanda kesilecek ağaç sayısının daha az gösterilmesi karşılığında ihaleyi kazanan yüklenici firmadan yüklü bir miktar rüşvet almıştır. İddiaları araştırmak üzere, 05.10.2013 tarihinde İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü’ne giderek, rüşvet aldığı iddia edilen kişiyle görüşme talebinde bulunan Gürman’ın isteği, K.Ç.’nin rahatsızlandığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Olayın kamuoyunda yankı bulması sonrasında K.Ç., 10.11.2013 tarihinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından görevinden alınmıştır.
2. Bunun üzerine, K.Ç.’nin görevinden alınma gerekçesini öğrenmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanı T.A. ile görüşmek isteyen Selma Gürman’a 25.11.2013 tarihinde randevu verilmiştir. Belirtilen tarihte Bakan’la görüşen Gürman, yaklaşık yirmi dakika süren bir röportaj yapmıştır. Bu süre boyunca Gürman’ın sorularını yanıtlayan Bakan, yolsuzluk iddialarını kesin bir dille reddetmiş ve K.Ç.’nin, açıklandığı gibi, sağlık sorunları nedeniyle görevden alındığını iddia etmiştir. Röportajın ardından “Kayıt cihazını kapat da bir şeyler daha diyeyim” diyerek Gürman’dan ses kayıt cihazını kapatmasını talep eden Bakan T.A., Gürman’ın cihazı kapattığını gördükten sonra “O bahsettiğin konuda yolsuzluk olduğunu biz de biliyoruz. Az önce başka türlü dedim ama mecbur olduğumdan. Ben bunları engellemek için elimden geleni yapıyorum. İşte mesela görevden aldık. Ama bu köprü mutlaka yapılmalı. Küçük yolsuzlukları görmemek gerek. O köprünün yapılması bunlardan daha önemli. O yüzden sen de artık pek kurcalama. Yoksa hakkında hayırlı olmaz.” şeklinde konuşmuştur.
3. Böyle bir durumun oluşabileceğini öngören Gürman, bu beyanatı, röportaja girmeden önce açtığı cep telefonunun ses kayıt özelliği sayesinde kaydetmiştir. Selma Gürman, röportajını Bakan T.A.’nın sesinin kaydedilmesine izin verdiği bölümü üzerinden haberleştirmiştir. Haber, 26.11.2013 tarihinde Dürüst Gazete’de yayımlanmıştır. Gürman’ın gizlice kaydettiği bölümü de yayımlama isteği, Dürüst Gazete Genel Yayın Yönetmeni S.D. tarafından “seçimler öncesinde bunu yayınlarsak sen de ben de işimizden oluruz” denerek reddedilmiştir.
4. Bunun üzerine Gürman, Belçika’ya geri dönmüş ve 09.02.2014 tarihinde yapılan seçimlere kadar elindeki kaydı bekletmiştir. Seçim günü, oy vermek üzere Türkiye’ye gelen Gürman, 10.02.2014 tarihinde, S.D.’ye ses kaydının dökümünü gazetede haber yapmak istediğini iletmiş ancak bu sefer de “Haber güncel değil. Gereksiz yere hükûmetle aramıza nifak tohumları serpmek istemiyorum” cevabını almıştır. Bunun üzerine Gürman, aynı günün akşamı saat 19.00 sularında, Bakan T.A.’nın röportaj sonrasında sarf ettiği yukarıdaki ifadesinin ses kaydını, “İşte eski Bakan T… A…’nın kendi sesinden 3. Köprü’deki yolsuzluğun itirafı!” yazısı eşliğinde, kişisel Twitter adresinden paylaşmıştır.
5. T.A.’nın başvurusu üzerine derhal harekete geçen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) 10.02.2014 günü, saat 22.00 sularında, Selma Gürman’ın Twitter adresine Türkiye’den erişimi, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 9-A maddesi uyarınca engellemiştir ve kararını, eski bakan T.A.’nın özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği iddiasıyla 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sunmuştur. İlgili Hâkimlik, erişimi engelleme kararını 24 saat içerisinde aynı gerekçeyle haklı bulmuştur. Gürman, 12.02.2014 tarihinde erişime engelleme kararına itiraz etmiştir.
6. Çevre ve Şehircilik Eski Bakanı T.A.’nın Savcılık’a şikâyeti sonucunda, 14.02.2014 tarihinde Selma Gürman gözaltına alınmıştır. Aynı gün sevk edildiği nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi Savcılık’ın tutuklama talebini reddetmiştir. Bunun üzerine Cumhuriyet Savcılığı, ertesi gün 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde tutuklanmanın reddedilmesine itiraz etmiştir. 1. Asliye Ceza Mahkemesi Gürman’ın tutuklanmasına karar vermiştir. Aynı gün hazırlanan iddianamenin ardından Gürman hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 134. maddesinin 2. fıkrasına dayanarak dava açılmıştır.
7. Bu sırada Selma Gürman, yolsuzluk ve hükûmet karşıtlarının desteklediği bir figüre dönüşmüştür. Özellikle İstanbul ve Ankara’da, Gürman’ın serbest bırakılmasını ve sosyal medya kullanıcıları üzerindeki baskıların son bulmasını isteyen on binlerce kişi yürüyüşler düzenlemiştir.
8. 23.02.2014 tarihinde Selma Gürman’ın avukatları tutukluluğa itiraz etmiştir. Mahkeme, Gürman’ın Türkiye dışında mukim olduğu için yoğun kaçma şüphesi altında bulunduğunu belirtmiş ve aynı zamanda delillerin karartılması ihtimalini de gerekçe göstererek talebi reddetmiştir.
9. İlk duruşmasına sayılı günler kala T.A.’nın avukatları, güvenlik gerekçesiyle davanın bir başka şehre nakledilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş, Valilik’in görüşü de alınarak dosya incelenmek üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmiştir. 04.03.2014 tarihinde Yargıtay 5. Ceza Dairesi, davanın başka bir ile naklinin uygun olacağı görüşüne ve Adalet Bakanlığı’nın bu yöndeki istemine dayanarak, kamu güvenliği gerekçesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 19. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, ilgili davanın Bayburt’a nakledilmesine karar vermiştir.
10. Bayburt Asliye Ceza Mahkemesi’nde 28.03.2014 tarihinde görülen ilk duruşmada Gürman’ın avukatları tarafından tahliye talebinde bulunulmuş ancak talep, yoğun kaçma şüphesi ve delillerin karartılması ihtimali gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. 24.04.2014 tarihinde görülen ikinci duruşmada avukatlar tarafından yeniden tahliye talep edilmiş ve bu sefer Mahkeme, yurtdışına çıkış yasağı koyarak Gürman’ın tutuksuz yargılanmasına karar vermiştir. Gürman, avukatı vasıtasıyla, 26.04.2014 tarihinde, Mahkeme’ye adlî kontrol kararının kaldırılması veya değiştirilmesi talebiyle başvurmuştur. Gürman, duruşmalara geleceğine dair her türlü güvenceyi verebileceğini fakat çocuğunun mezuniyet törenine katılmak için muhakkak Brüksel’e dönmesi gerektiğini, zaten hayatının hiçbir aşamasında Türkiye’de yaşamadığını, ülkede bir evinin de bulunmadığını, burada kalması halinde bir otele gitmek zorunda kalacağını, bunun da bütçesi bakımından imkânsız olduğunu belirtmiştir. Bayburt Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme sonucu 30.04.2014 tarihli ara karar ile, başvurucu hakkında delil durumunda bir değişiklik bulunmadığı ve başvurucunun adlî kontrol altına alınması kararında bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle talep reddedilmiştir.
11. 14.10.2014 tarihinde yapılan üçüncü duruşmada Gürman’ın avukatlarının yurtdışı çıkış yasağının kaldırılması talebi aynı gerekçelerle reddedilmiştir.
12. 26.02.2015 tarihindeki karar duruşmasında Gürman, TCK’nin 134. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak dört yıl hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Karar 11.03.2015 tarihinde Selma Gürman’a tebliğ edilmiştir.
13. Selma Gürman’ın Twitter adresine erişimin engellenmesi kararına yaptığı itiraz 25.01.2015 tarihinde reddedilmiş ve 11.03.2015 tarihinde Selma Gürman’a tebliğ edilmiştir.

Selma Gürman olayını PDF formatında indirmek için tıklayın: Selma GÜRMAN (güncellenmiş)