Hande Verde Adına LGBTİ Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Derneği Başvurusu
ŞUBAT – 2018
- Yıllardır çeşitli insan hakları kuruluşlarında gönüllü ve profesyonel olarak görev alan Hande Verde, bir insan hakları savunucusudur ve son altı yıldır yönetim kurulu üyesi olduğu ve LGBTİ hakları üzerine çalışan sivil toplum kuruluşu LGBTİ Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Derneği’nde (bundan sonra ‘dernek’ olarak anılacaktır) çalışmaktadır.
- Hande Verde, 2002 yılında cinsiyet geçiş ameliyatı olmuştur. Cinsiyet geçiş ameliyatı olmaya karar verdiğini ailesi ile paylaştığı günden bu yana da ailesi ile görüşmemektedir.
- 24 Ocak 2016 tarihinde son birkaç yılda başta onur yürüyüşleri olmak üzere LGBTİ dernekleri tarafından düzenlenen bütün eylem, film gösterimi ve panel gibi etkinliklerin toplu ve süresiz olarak yasaklanması ve LGBTİ bireylere yönelik nefret söylemi ve nefret saldırılarının artması nedeniyle Ankara’da büyük bir protesto düzenlenmiştir. Bu protesto sırasında dernek adına basın açıklaması okuduğu sırada kimliği belirsiz kişiler tarafından açılan ateş sonucu yaralanan Hande Verde, kaldırıldığı hastanede 26 Ocak 2016 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
- Cenazeyi alabilecek hiçbir akrabası olmayan Hande Verde’yi defnedebilmek ve o’na bir cenaze töreni düzenleyebilmek üzere hastaneye gelen dernek yönetim kurulu üyesi kişilerin hastane kuralları gereği yalnızca ailesine teslim edilebileceği gerekçesiyle Hande Verde’nin cenazesini teslim almalarına izin verilmemiştir.
- Otopsi işlemi için cenazenin Adli Tıp Kurumu’na getirilmesinin ardından cenazenin kendilerine teslim edilmesini isteyen arkadaşları önce Adli Tıp Kurumu’na, Adli Tıp Kurumu’nun yetkili kişinin Savcı olduğunu söylemesi üzerine Savcı’ya yazılı bir başvuruda bulunmuştur. 28 Ocak 2016 tarihinde Savcı, dernek yönetim kurulu üyelerinin soyadları ile Verde’nin soyadının tutmadığı gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir.
- 28 Ocak 2016 tarihinde Savcı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı yazılmış ve “(…) cesedin otopsi işleminin yapıldığı ve kesin ölüm sebebinin tespit edildiği anlaşıldığından cesedin Adli Tıp Yönetmeliği ve ilgili mevzuat çerçevesinde 15 gün bekletildikten sonra defninde ve naklinde herhangi bir sakınca yoktur.” denilmiştir.
- Cumhuriyet Başsavcılığı ise 12 Şubat 2016 tarihinde Kaymakamlığa aşağıdaki yazıyı göndermiştir:
“
(…)
Değişen Adli Tıp Uygulama Yönetmeliği ve Mezarlık Yerlerinin İnşası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmelik gereği kimliği tespit edilmiş olmasına rağmen ailesi veya yakınları tarafından beş gün içinde teslim alınmayan cesetlerin de mülki idare amirliğine gömülmek üzere teslim edilmesi gerektiği anlaşıldığından, bayan cesedin tarafınızca morgtan alınarak ilçe genelindeki mezarlıklardan birine defnedilmesi, defnedilen mezarlığın krokisinin ve fotoğraflarının ileride yakınlarının çıkması durumunda mezarlığın daha rahat bulunabilmesi için tanzim edilerek yazıya eklenmesi rica olunur.”
- Cenaze, bir ay boyunca Adli Tıp Kurumu morgunda bekletildikten sonra kimseye haber verilmeden 27 Şubat 2016 tarihinde gece yarısı Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmüştür.
- Ertesi sabah cenazenin kendilerine haber verilmeden Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldüğünü öğrenen dernek üyeleri Verde’ye bir cenaze töreni düzenleyebilmek üzere kamuoyuna çağrı yapmıştır. Valilik tarafından aynı gün “kamu düzeninin bozulabileceği, toplumsal olayların meydana gelebileceği ve suç işlenebileceği” gerekçesiyle yasaklanan cenaze töreni için mezarlığa gelen binlerce kişiye tazyikli su ve biber gazı ile müdahale edilmiş ve cenaze töreni düzenlenmesi engellenmiştir. Arkadaşları tarafından getirilen, üzerinde Hande Verde’nin isminin, doğum ve ölüm tarihinin, fotoğrafının olduğu ve üzerinde ‘ölümsüzdür’ yazılı mezar taşının mezara konulmasına da izin verilmemiştir.
- Bunun üzerine 7 Mart 2016 tarihinde dernek tarafından cenazenin kendilerine teslim edilmemesi, Verde için cenaze töreni düzenlenmesine ve mezar taşı konulmasına izin verilmemesi nedeniyle idare mahkemesinde dava açılmıştır. Ankara 9. İdare Mahkemesi 13 Aralık 2016 tarihinde “Bir dernek, dernek tüzel kişiliğini ilgilendiren konularda dava açabilir, dernek üyelerini ilgilendiren konularda ise derneğin üyeleri adına bir avukat gibi dava açma olanağı yoktur. Dernekler ancak bizatihi derneğin menfaatinin ihlal edildiği hallerde dava açma ehliyetini haiz olup, üyelerinin menfaatinin ihlal eden işlemlerden dolayı kanunda açıkça bir hüküm bulunmadıkça dava açmaları mümkün değildir.” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bu karar, 5 Ocak 2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
- Yapılan istinaf başvurusu da Ankara 2. Bölge İdare Mahkemesi tarafından başkaca bir gerekçe gösterilmeden “Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin kararının usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle 21 Aralık 2017 tarihinde reddedilmiştir. Bu karar kesindir.
- 13 Şubat 2018 tarihinde tebliğ edilen bu kararın ardından LGBTİ Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Derneği ve derneğin yönetim kurulu üyelerinden Buse Kıvılcım, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmak istemektedir.
Olayın PDF hali: RWVABB OLAY 2018